Yaşlanmanın getirdiği zorluklar, birçok insanın hayatında önemli bir yer tutar. Ancak, 100 yaşına basan iki kadın, sadece uzun yaşamış olmakla kalmayıp, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam sürmenin sırlarını da paylaşıyor. Onların hazırladığı yaşam tarzı önerileri, geleneksel diyet ve egzersiz önerilerini sorgulatan bir bakış açısı sunuyor. Bu kadınların hikayeleri, sağlıklı yaşam konusundaki kalıpları baştan aşağıya değiştirebilir.
Uzun yaşamanın sırlarını araştıran bilim insanları, genellikle sağlıklı yemekler, spor aktiviteleri ve başka fiziki alışkanlıklarla bir bağlantı kuruyorlar. Ancak, 100 yaşındaki Mary ve Helen, bunun ötesinde çok daha önemli bir durumun altını çiziyor. Onların hayatındaki en önemli etken, sosyal bağlantılar ve toplumsal ilişkiler. Mary, "Hayatım boyunca sevdiklerimle kurduğum ilişkiler, benim için her şeyden daha değerliydi. Arkadaşlıklarım, ailemle geçirdiğim zamanlar bana güç verdi." diyerek bu durumun altını çiziyor.
Öte yandan Helen ise, "İnsanların her gün birbirleriyle iletişim kurup destek vermesi, mutluluk kaynağıdır. Sosyal çevrenizi geniş tutun ve her fırsatta sevdiklerinizle bir araya gelin. Bu, yaşama sevincinizi artıracak." ifadeleriyle toplumsal bağların önemine dikkat çekiyor. Mary ve Helen’in hikayeleri, insan ruhunun dayanıklılığına ve sosyal ilişkilerin sağlıklı bir yaşamda ne kadar kritik bir role sahip olduğuna dair derin bir anlayış sunuyor.
100 yaşında olmalarının bir diğer önemli nedeni ise stresle başa çıkma yöntemleri. Mary, uzun bir ömrü arkasında bırakabilmek için zor dönemlerle başa çıkmanın yollarını geliştirmeyi başarmış. "Ben her zaman stresin hayatın bir parçası olduğunu bildim. Ama bunun benim için bir engel olmadığını anladım. Meditasyon ve doğada yürümek, zihin sağlığınızı korumanın en etkili yollarından." şeklinde düşüncelerini paylaşıyor.
Helen ise, zihinsel sağlığın önemi üzerinde duruyor: "Kendime sürekli olumlu telkinlerde bulundum. Zihinsel olarak sağlıklı kalmak, tüm bunların temelidir. Hayat kısa olmaktan öte, nasıl yaşadığınızla ilgilidir." Hem Mary hem de Helen, uzun yaşamın sırrının sadece bedensel sağlıktan ziyade, zihinsel sağlığı korumakta yattığını belirtiyorlar.
Bu iki kadının paylaşımları, bedensel sağlığın ihmal edilemeyeceği gerçeğine dikkat çekiyor; ancak onlar, sosyal ilişkilerin ve zihinsel sağlığın bu denklemin asıl unsurları olduğunun altını çiziyorlar. Egzersiz ya da sağlıklı beslenme konusunda tavsiyeleri büyük bir önem taşırken, arkadaşlık, sevgi ve mental dengeyi de unutmamak gerektiğini özellikle vurguluyorlar. Uzun yaşam yolculuğu, sahiden de birlikte yürünmeyi bekleyen bir yolculuk gibi!
Sonuç olarak, Mary ve Helen gibi kadınların deneyimleri, hayatın ne kadar değerli olduğunu ve düzgün ilişkilerle beslenmenin sağlıklı yaşamın temel taşları arasında olduğunu gösteriyor. Yüzlerce yıl süren bu bilgeliği dinlemek, her yaştan insana ilham verebilir. Eğer uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız, vücudunuza iyi bakmayı unutmayın, ama ruhunuza da aynı özeni gösterin. Sosyal bağlarınızı güçlendirin, sevdiklerinizle zaman geçirin, stresle başa çıkmayı öğrenin ve hayatın tadını çıkarın!