Avrupa Birliği Adalet Divanı, 2023 yılının sonlarına yaklaşırken önemli bir karara imza atarak terör örgütü PKK'nın Avrupa'nın terör listesinde bulunmasına ilişkin itirazını reddetti. BU karar, AB’nin terörle mücadele konusunda ne denli kararlı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Avrupa Birliği, 2002 yılından bu yana PKK’yı resmi olarak terör örgütü olarak kabul ediyor. Bu karar, Avrupa ülkelerinin güvenliği ve terörle mücadeledeki kararlılıkları açısından büyük önem taşıyor. PKK'nın, 1984 yılından beri yürüttüğü silahlı mücadele ve bu süreçte gerçekleştirdiği eylemler, Avrupa ülkeleri tarafından ciddi bir tehdit olarak algılanmaktadır. Adalet Divanı'nın bu kararı, PKK'nın Avrupa genelindeki faaliyetlerinin sınırlandırılması ve terörizme karşı alınacak önlemlerin arkasında durulması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Adalet Divanı’nın kararında, PKK’nın Avrupa’da yürüttüğü propaganda faaliyetleri ve bu faaliyetlerin, terörizm ile mücadele çerçevesinde tehlike arz ettiğine dikkat çekildi. Uzmanlar, bu kararın özellikle Avrupa’daki PKK sempatizanları ve destekçileri üzerinde caydırıcı bir etki yaratacağını düşünüyor. AB, terörizmle mücadelede yalnızca askeri yöntemler değil, aynı zamanda hukuksal süreçlerin de önemli olduğunu vurguluyor.
PKK, yıllardır terör örgütü olarak tanınmasını hukuki yollarla geri almak için çeşitli girişimlerde bulundu. Bu bağlamda, Avrupa Adalet Divanı’na yaptığı itirazın amacı, örgütün Avrupa nezdinde meşru bir siyasi hareket olarak algılanmasını sağlamak ve uluslararası arenada prestij kazanmak olarak ifade ediliyor. Ancak Adalet Divanı, PKK'nın temel argümanlarını yeterli bulmayarak itirazı reddetti.
Divanın içtihatlarına göre, bir örgütün terörist olarak kabul edilmesi için yalnızca devlet politikası değil, aynı zamanda örgütün eylemleri ve bu eylemlerin sonucunda ortaya çıkan mağduriyetler de göz önünde bulundurulmakta. PKK’nın gerçekleştirilen terör eylemleri ve bu eylemler sonucunda yaşanan insan kayıpları, mahkeme tarafından da dikkate alındı. Adalet Divanı’nın kararı, Avrupa genelindeki diğer terör örgütlerine ve çevrelerine de bir mesaj niteliği taşıyor. Özellikle gençlerin terör örgütlerine yönelimlerini azaltmak ve toplumda terörizmin karşıtlığını pekiştirmek amacıyla bu tür hukuksal kararların önemi büyük.
Sonuç olarak, AB Adalet Divanı'nın PKK’nın itirazını reddetmesi, terörle mücadelede kararlılık ve hukuk devleti prensiplerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Terörizmle mücadelenin uluslararası düzeyde etkili bir şekilde yürütülmesi adına benzeri kararların artması bekleniyor. Avrupa’nın, kendi iç güvenliğini sağlama çabası, hukuki ve toplumsal boyutta da güçlü bir şekilde sürdürülüyor.
Alınan bu kararlar, sadece hukuki bir süreçten ibaret olmayıp, aynı zamanda toplumsal bir bilinç oluşturmayı da hedefliyor. Kıtanın dört bir yanında terörle mücadelenin sadece güvenlik güçleri aracılığıyla değil, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla sağlanması gerektiği gerçeği üzerine yoğunlaşılmakta. Bu bağlamda, hukuk, kamu sağlığı ve toplum güvenliği gibi çok boyutlu bir perspektifin benimsenmesi, gelecekteki terörist faaliyetlerin önlenmesine yönelik kritik bir rol oynayacaktır.