12 Ekim 2023'te yaşanan deprem, Marmara Bölgesi'ni etkisi altına aldı. Merkez üssü olarak bilinen yer, İstanbul'un doğusunda başlayan sarsıntıyla birlikte İzmit, Sakarya ve Uşak’a kadar uzanan bir alanda hissedildi. Büyüklüğü 5.3 olarak kaydedilen bu deprem, kısa süre içinde haneleri, iş yerlerini ve kamu binalarını salladı. Özellikle İstanbul’da yoğun nüfus nedeniyle aniden gelişen durum, halkta panik yaratarak tahliye ihtiyacı doğurdu. O an dualar eden ve kendini güvenli bölgelere atan birçok kişi, deprem anında yaşananları sosyal medya üzerinden hızla paylaştı.
Deprem sonrası, yetkililer harekete geçerek hasar tespit çalışmaları için kolları sıvadı. İçişleri Bakanı, vatandaşların güvenliği ve can kaybının önüne geçmek için anında müdahale edileceğini belirterek, "Ekiplerimiz anında olay yerine intikal etti. Başta İstanbul olmak üzere, etkilenen tüm bölgelerde incelemeler yapılmaktadır," dedi. Ayrıca, AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi) bu süreçte hızlı bir şekilde bilgilendirme yaparak, vatandaşlara depremin olası etkilerinin minimum seviyeye indirilmesi için neler yapmaları gerektiğini hatırlattı.
Depremin ardından özellikle sosyal medya üzerinden birçok haber paylaşılmaya başlandı. İstanbul ve çevresindeki birçok kişi yaşadığı anları paylaşırken, bu durum hem endişeyi artırdı hem de birbirlerine destek olma çabalarını ön plana çıkardı. Uzmanlar, depremin yarattığı bu sosyal dayanışmanın, Türk halkının zorlukları aşma konusundaki özelliğini bir kez daha gözler önüne serdiğine vurgu yaptı. Ancak, henüz durumla ilgili kesin bir hasar tespit raporu oluşturulamadı. Ekiplerin başlattığı incelemeler sürdürüyor.
Depremden etkilenen vatandaşların panik hali, günün ilerleyen saatlerinde yerini karamsarlığa bıraktı. Özellikle İstanbul’da oturan ve depremi hisseden kişiler, şehrin depreme ne kadar hazır olduğunu sorgulamaya başladı. İmar izni verilen eski binaların durumu en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Uzmanlar, bu gibi olayların ardından 1999 İzmit Depremini unutmamak gerektiğini ve İstanbul için acil dönüşüm projelerinin hızlandırılması gerektiğini belirtiyor.
Bu tür depremlerin, ülkemizin coğrafi yapısının bir gerçeği olduğunu söyleyen bilim insanları, vatandaşları tedbirli olmaya davet ediyor. Deprem sonrası hazırlık konusunda bilincin artması gerektiğini savunan uzmanlar, evlerin depreme dayanıksız hale gelmemesi için periyodik bakımlarının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, deprem çantası hazırlamanın ve acil durum planları yapmanın ne denli önemli olduğunu tekrar hatırlatıyorlar.
Sonuç olarak, Marmara Bölgesi'nde yaşanan depremin ardından ortaya çıkan gelişmeler, halk arasında korku ve belirsizlik yaratmış durumda. Yetkililerin alacağı önlemler ve halkın bilinçlenerek yapacağı hazırlıklar ile bu tür durumların üstesinden gelinmesi amaçlanıyor. Deprem kuşağı üzerinde yaşayan Türkiye, bu tür doğal afetler karşısında daha hazırlıklı olabilmek adına sıkı bir hazırlık sürecine girmek zorunda olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.