Türk düşünce tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp, Türkçülük fikrinin temellerini atan öncü bir düşünür olarak tanınır. 1876 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Gökalp, hem sosyolog hem de fikir adamı olarak Türkiye’nin kültürel ve milli kimliğinin oluşumuna büyük katkı sağlamıştır. Gökalp, Osmanlı İmparatorluğu’nun çalkantılı döneminde kaleme aldığı yazılarla, Türk kimliğini ve milliyetçiliğini temel alan Türkçülük akımını şekillendirmiştir. Gökalp'in en önemli eserlerinden "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" adlı kitabı, onun düşünce dünyasını ve Türk milletinin modernleşme yolundaki hedeflerini ortaya koyan bir manifestodur.
Gökalp, Türkçülüğü sadece etnik bir kimlik olarak değil, kültürel bir bütünlük olarak tanımlamıştır. Ona göre, Türkçülük, Türk milletinin değerlerine sahip çıkmayı, tarihi, dili ve gelenekleri koruyarak çağdaş dünyada var olmayı ifade ediyordu. Gökalp, Osmanlı Devleti’nin son döneminde milli kimliğin önemine vurgu yaparak, toplumsal dayanışmanın ve birliğin önemini öne çıkarmıştır. Döneminde "Türk Yurdu" ve "Genç Kalemler" gibi dergilerde yayınladığı makalelerle geniş kitlelere ulaşmış, gençlerin milli bilinci kazanmasında etkili olmuştur.
Gökalp’in fikirleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet dönemi aydınları üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Gökalp'in savunduğu Türkçülük, Türkiye'nin modernleşme sürecinde kültürel ve milli değerlere sahip çıkma anlayışının bir parçası olarak benimsenmiştir. Onun düşünceleri, Cumhuriyet döneminde eğitimin millileşmesi, kültürel değerlere sahip çıkılması ve dilin sadeleştirilmesi gibi alanlarda izlerini bırakmıştır.
Bugün hala eserleri okunan ve düşünceleri tartışılan Ziya Gökalp, Türkçülük fikrinin babası olarak anılmakta; Türk kimliğine, kültürüne ve milli bilinç oluşumuna olan katkıları ile Türk düşünce tarihinin önemli figürlerinden biri olmaya devam etmektedir.