Yüz yıllık bir dönem boyunca tarım açısından en zorlu koşullardan biri olan "yüzyılın donu" olayı, geçtiğimiz günlerde ülkemizin birçok bölgesinde ağır hasara neden oldu. Aniden düşen sıcaklıkların tarım arazilerine olan etkisi, çiftçilerin umutlarını suya düşürdü. Hava koşullarının bu kadar sertleşmesi, özellikle meyve ağaçlarının çiçeklenme döneminde meydana geldiği için, birçok üründe ciddi kayıplara yol açtı. Ancak bu olayın trajik bir yanı daha var: Tarımda yaşanan bu krizin sonucunda sadece bir elma yetişti, ama o da maalesef çürük çıktı.
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin pek çok bölgesinde görülen don olayı, meteorolojik verilerle kaydedilen en düşük sıcaklıkların düşmesiyle birlikte kendini gösterdi. Bu durum, sonbahar ve kış aylarının ortasına yaklaşırken, bahar dönemine hazırlanan tarım arazilerini büyük ölçüde etkiledi. Özellikle meyve ağaçlarının çiçek açma dönemlerinde yaşanan bu don, tarım ürünlerinin gelişim sürecini olumsuz etkilemiş durumda. Çiftçiler, bu durumu ‘yüzyılın donu’ olarak adlandırıyor çünkü son benzeri olaylar yüzyıllar sonra nadiren yaşanıyor. Tarım alanında yaşanan bu tür iklim değişiklikleri, sera gazı salınımının artması ve kötü iklim koşullarının yanı sıra, iklim kriziyle ilgili endişeleri de artırıyor.
Don olayının ardından çiftçilerin umutları yerle bir oldu. Özellikle elma, armut ve erik ağaçlarının çiçeklenme dönemlerinde meydana gelen don, bu meyvelerin olgunlaşmasını büyük bir ölçüde engelledi. Önceden yapılan tahminler, rekoltenin yüksek olacağını gösteriyordu. Ancak çiftçiler bu yıl sadece bir elma yetiştirdi ve o da çürük çıktı. Çiftçilerin, "tek bir elma bile yetersiz" diye isyan ettiği bu durum, hem ekonomik sıkıntılara yol açtı hem de tarım sektöründe endişeleri artırdı.
Kırsal kesimde yaşayan birçok çiftçi, hasat döneminde yaşanan kayıpların sadece mevsimsel hava şartlarına değil, aynı zamanda tarımsal yönetim eksikliklerine de dayandığını belirtmekte. Yetkililerden alınan geri bildirimlere göre, bu don olayına karşı alınması gereken önlemler gereği, tarım arazilerinin daha iyi korunması için gerekirse sera gibi alternative yöntemlerin önem taşıdığı vurgulandı. Ancak bazı çiftçiler bu durumu geçici bir sorun olarak görmekte ve tarım politikalarının değiştirilmesi gerektiğini savunmakta.
Yüzyılın don olayı esnasında, birçok meyve ve sebze ağaçlarının çiçek açma zamanlaması bundan etkilendi. Özellikle, polinasyon için gerekli olan zaman dilimleri yanı sıra, meyvelerin büyümesi de dondan nasibini aldı. Çiftçilerin, bu kış mevsimi için daha hazırlıklı olabileceği düşünülüyor ancak iklim değişikliğinin etkisinin bu denli sert hissedilmesi, tarımsal üretkenliği ciddi anlamda tehdit ediyor.
Havaların ısınmasıyla beraber, meyve ağaçları tekrar çiçek açmaya başladı, ancak çiftçiler ‘bu yılki sorunlar bir tecrübe olmalı’ diyerek gelecekteki hava şartlarına yönelik daha hazırlıklı olmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Olumsuz hava koşullarının meydana getirdiği bu dönemin geçici olduğu bilinse de, çiftçilerin yaygın bir şekilde bu durumla başa çıkabilmek için gereken stratejileri henüz geliştiremediği aşikar.
Sonuç olarak, yüzyılın donu tarım sektöründe büyük bir kıyamet yaratmış durumda. Çiftçilerin bu olaya karşı nasıl bir çözüm üreteceği ve gelecekteki tarım politikalarının nasıl şekilleneceği, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Umarız, sadece bir çürük elmanın hikayesi ile kalmayız ve tarımda sürdürülebilir bir yol haritası çizebiliriz.